Eski adıyla Levissi, antik dönemde Karmylassos olarak bilinen Kayaköy, Fethiye’ye 8 km uzaklıkta bir ören yeri. Burası yaz turizminin ötesinde, tarihi dokusuyla eski zamanları yaşatan harika bir nokta. Fethiye’nin az uğranan yerlerinden olan Kayaköy, buraya bir şekilde yolu düşen herkesi masalsı havasıyla büyülemeye devam ediyor. Geçmişi MÖ 3000’li yıllara kadar giden köy, boş kalmış sokakları ve evleriyle köklü tarihine sessizce tanıklık ediyor. Terk edilmiş olarak anılan bir köyde ne olabilir ki diye düşünmeden önce, hikâyesine kulak vererek rotanı, beklediğinden daha fazlasını bulabileceğin bu güzel kente çevirebilirsin…
Kayaköy Sokakları
Burayı havadan gören bir fotoğrafa denk gelip de orada olmak istememek mümkün değil. Yamacın eteklerindeki yapıların her biri, Osmanlı’nın geç dönemlerinde burada yaşayan Rumların izini taşıyor. Kayaköy’de antik dönem Likya kenti olan Karmylassos’un kalıntılarının üstüne inşa edilen taş evler bulunuyor. Köyün sokaklarında gezerken, yıkılmış durumdaki evlerin gizemli havası da oldukça etkileyici. Evlerin bahçelerinde incir ağaçlarına rastlarsan, buradaki incirlerin tadına bakmadan geçmemelisin. Çok küçük yapıda olan evler, komşu evlerin ışığına engel olmayacak uyumda yapılmış. Bu hüzünlü sokakların içinde kaybolsan da dar sokaklar seni bir şekilde başka güzelliklere ulaştırıyor.
Af Kule Manastırı
Köyden 5 km uzaklıktaki Af Kule Manastırı, dik bir yamaçta bulunuyor. Manastır, bir keşiş tarafından kayaların oyulmasıyla ortaya çıkarılmış. Köyün merkezinden çıkıp dağ yoluna saptıktan sonra 4 km yol kat etmek gerekiyor. Belirli bir yere kadar arabayla gidildikten sonra, kalan yolu 15 dakikada yürüyebilirsin. Biraz zorlu bir zemin olduğu için trekking ayakkabısı ile daha rahat geçiliyor. Deniz manzarasını görene kadar manastırı da göremeyebilirsin. Hedefe ulaştığında, mavi ve yeşil tüm doğallığıyla seni karşılıyor. Bu noktadan Rodos Adası’nı bile görmek mümkün. Aynı zamanda dalış için de çok uygun. Burayı keşfeden dalışçıların uğrak noktası haline gelmiş. Akşamüstüne doğru gelirsen, muhteşem bir günbatımı anına hazır ol…
Farklı Mimari İzler
Kayaköy’e girişte, gelenleri öncelikle Aşağı Kilise karşılıyor. Panayia Pirgiotissa ismiyle de bilinen bu yapı, 1960’lara kadar cami olarak kullanılmış. Siyah ve beyaz çakıl taşlarının bir araya getirdiği mozaikler, avlu girişini süslüyor.
Bölgenin bir diğer önemli yapısı ise Taksiyarhis adıyla da anılan Yukarı Kilise. Aşağı Kilise’de olduğu gibi çakıl taşlarından oluşan geometrik desenler bu yapıda da kullanılmış. Bölgeye hakim bir tepede bulunan kilise, gün batımında güzel kareler yakalamak için müthiş bir manzaraya sahip. Yüksek duvarlarla kaplı kilisenin giriş kısmının altında sarnıçlar bulunuyor. Kilise, ev gibi yapıların yanında; okul, yel değirmeni gibi yapılar da var. İki kattan oluşan bloklar üstüne kurulan yel değirmeni kalıntıları, denizden gelen rüzgârları karşılıyor. Bahsi geçen okullar ise, kızlar okulu ve erkekler okulu şeklinde ayrılmış. Turabi Çeşmesi’nin yukarısında kızlara ayrılan okul bulunuyor. Yukarı Kilise’nin kuzeyinde kalan tepelik alanda ise erkek okulu gezilebilir. Bu okulları, burada adı sık geçen Lövisidi Kardeşler’in yaptırdığı ve zamanında Rumca eğitim veren bir ilkokul olduğu biliniyor. Tüm bu yapılarıyla Kayaköy, o mistik havayı yansıtmayı hâlâ başarıyor.
Darboğaz Koyu
Tarih dolu bu kültürel gezinin ardından, yönümüzü denize ve yeşile çevirelim. Civardaki en güzel koylardan biri olan Darboğaz, Kayaköy’ün en sakin alanlarından. Tekne ile kıyıdan ulaşımın da mümkün olduğu koya, köyün birçok yerinde olduğu gibi araçla belirli bir yere kadar gidilebiliyor. Geriye kalan yürüyüş mesafesi ise 1 km ve kayalık bir alandan yürümek gerekiyor. Bu nedenle hazırlıklı gidilmeli. Sonrası ise duru bir güzellik. Kalabalıktan uzak olan bu koyda, temiz ve berrak sularda yüzerken sana eşlik eden balıklar görebilirsin. Darboğaz Koyu, huzurlu bir mola için harika bir seçenek.
Soğuk Su Koyu
Adından da anlaşılacağı gibi soğuk bir suyu var bu kıyının. Kaynağı Kayaköy’den gelen soğuk su, bu noktada deniz ile birleştiği için buraya Soğuk Su ismini vermiş. Öyle bir serinliği var ki soğuk su sevmeyenleri bile kendine alıştırıyor. Adeta tazelendiren diri bir etkiye sahip. Yerleşim yerlerine olan uzaklığı ve ulaşımın biraz zor olması yalnız kalabilmen için alan açıyor. Kayaköy içi ulaşımın yanında, Ölüdeniz’den hareket eden tekne turlarıyla da buraya gelinebiliyor. Bu güzelliği hemen bırakmak istemezsen, burada kamp kurmak için çok güzel köşeler bulabilirsin.
Fethiye’nin tarihe tanıklık eden birbirinden özel tarihi yerlerini ve yaza eğlence katan birbirinden güzel koylarını keşfetmek için aradığın Fethiye otellerini Odamax’la anında bulabilirsin.