İstanbul’da yaşayanlar için kalabalıktan uzaklaşma isteği farklı zamanlarda kendini gösteriyor. İlk fırsatta sakin bir yerlere kaçmak ve doğayla baş başa olmak… Temelde öze dönüş olan doğaya kaçış eğilimi, pandemi döneminde uzaktan çalışma seçeneklerinin artmasıyla ilk sıraya yerleşti. “Dijital göçebe” kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte belirli bir yere bağlı kalmadan çalışabilmek, özgür ruhumuzu harekete geçiriyor. Önemli olan; iş ve tatil dengesini kurabilmek, zamanı daha iyi planlamak. Sen de şehirden kaçarken ofisi yanında götürmek istiyorsan, İstanbul ve çevresinde sakince çalışabileceğin yerlerin sayısı oldukça fazla.
Adalar
İstanbulluların bulduğu fırsatta kaçtığı noktaların başında Adalar geliyor. Herhangi bir tatil gününde, ada vapuruna binildiği anda yoğun bir kalabalık görülebiliyor. Bu nedenle, adaya gitmek için en doğru zaman hafta içi. Yemyeşil ormanlarıyla denizin ortasındaki özerk görünümleri ve İstanbul’a bu kadar yakın olması, bu noktalara davetkar bir hava katıyor. Hafta içi sabahın eken saatlerinde, mis gibi deniz havasını içine çekerek buraya gelmek, hem güne güzel bir başlangıç hem de iş motivasyonunu artıran bir unsur. 5 ada içerisinden hangisini seçersen seç, huzurlu ve doğal bir ortam seni bekliyor. Gizemli tarihi yerleri, büyüleyici güzellikteki ada evleriyle çevrili sokakların yakınında, dizüstü bilgisayar dostu ve kablosuz internet problemi yaşamayacağın tatlı mekanlar var. Bu yerlerde zaman geçirerek ve adayı sakin atmosferiyle görerek, iş saatlerini geçirebilirsin. Eğer 1-2 günlüğüne kalmak istersen, Adalar otelleri uygun seçenekler sunuyor. Konakladığın yerde, kendine rahat bir çalışma ortamı oluşturabilir, ada huzurunu doyasıya yaşayabilirsin.
Şile
İstanbul’un en güzel kaçış alanlarından Şile, Karadeniz’e kıyısı olan, saklı güzelliklere sahip bir yer. Sessiz bir çalışma ortamı için beklediğinden fazlasını burada bulabilirsin. İstanbul’un merkezi yerlerinden en fazla 2 saatte gelebileceğin bir noktada. Özellikle günün çok erken saatlerinde yola çıktığında, trafiğe takılmadan gelebilirsin. Şehre bu kadar yakın olup aynı zamanda şehri geride bıraktığını hissetmek harika bir his. Yoğun tempolu bir iş gününün iyi başlaması için güzel bir kahvaltı şart. Şile’de muazzam kahvaltı yerlerini değerlendirebilir ve güne keyifli bir başlangıç yapabilirsin. İskele tarafında veya sahil kıyısında, aradığın sessiz çalışma ortamını bulabileceğin, beklentiyi karşılayacak nitelikte mekânlar var. Manzaraya karşı güzel bir ofis kurabilirsin. Şile, tarihi ve doğal güzelliklerle dolu. Şile otellerinde birkaç gün kalarak sakin bir ortamda çalışabilir ve keyifli geziler yapabilirsin.
Sapanca
Son zamanlarda popülerliği artan, özellikle İstanbul’a yakınlığıyla çok tercih edilen yerlerden biri de Sapanca. Yalnızca İstanbul değil, çevre şehirlerden bu cennet yere gelen çok sayıda kişi var. İstanbul’a 135 kilometre uzaklıktaki şehre, yaklaşık 2 saatlik bir sürede ulaşabileceğin gibi, trenle gitme seçeneğini de bir düşünebilirsin. Sapanca denildiği zaman akla gelen ilk şeylerden biri bungalov evleri. Sapanca’nın muhteşem yeşiliyle iç içe, orman içinde bulunan ya da göl çevresinde şahane manzaralara sahip Sapanca otellerinde hem çalışıp hem dinlendiğini hissetmek harika bir duygu. Burada her zamana, her mevsime uygun aktiviteler var. Huzurlu doğa yürüyüşleri de bunlar arasında. Çalışma sırasında verilen molalar, burada daha keyifli hale geliyor.
İznik
İstanbul’a araçla 2 saatlik mesafede olan İznik, Yalova – Bursa yolu üzerinde yer alıyor. Buraya gelmek için bir diğer seçenek de feribot. Yenikapı’dan feribota binip adalar manzarası eşliğinde Yalova’ya geldikten sonra, 1 saatten az bir mesafe kalıyor. Şehir, köklü bir tarihe sahip. Bu nedenle keşfedilecek muazzam yerler var, ama önce iş diyelim. Devasa büyüklükteki İznik Gölü’nün etrafında, göl manzarasına karşı çalışabileceğin huzurlu yerler bulunuyor. Bir kamp sandalyesiyle göl kenarında kendine huzurlu bir çalışma ortamı yaratabilirsin. Gölü tepeden izleyebileceğin seyir terasları ve burada bulunan kafeler de değerlendirilebilir. İş bitiminden sonra gezebileceğin çok yer var; ancak günübirlik geldiysen göl kenarının eşsiz günbatımı manzarasını kano üzerinde izleyebilirsin. Kano, İznik Gölü’nün favori etkinliklerinden biri. Öyle ki, bir Kano Festivali bile düzenleniyor burada. Suyun üzerinde günün son ışıklarına doğru huzurla ilerlerken, batık şehrin izlerini görmek harika bir deneyim. Göl, aynı zamanda tekne turlarıyla da gezilebilir.
Abant Gölü
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde bulunan Abant Gölü, İstanbul’dan 3 saat sürüyor. Çevresindeki birçok ilin kaçış alanı olan Abant, doğa ile iç içe çalışabileceğin harika yerlerden. Haftan ne kadar yoğun geçerse geçsin, burada dinlenerek çalışmak mümkün. Her mevsim apayrı bir güzelliği var. Muazzam kış fotoğraflarına fon olan bu güzel yer, kar manzarasına karşı çalışırken sana farklı bir huzur verecek. Sonbahar mevsiminde yağmur ve sisin oluşturduğu fantastik atmosferdeki doğa yürüyüşlerinden, çalışmaya odaklı ve enerji dolu döneceksin.
Abant ve çevresindeki oteller arasından seçimini yaparak rezervasyonunu kolaylıkla tamamlayabilirsin.