Ege’de sıra dışı bir tatil yapmak istiyorsan aynı zamanda deniz, kum ve güneşten de vazgeçemiyorsan, Çanakkale, tarihi ve doğasıyla tatil algını başka bir boyuta taşıyacak. Aynı anda hem Marmara hem de Ege’de olup, tarihin denizle bütünleşmesine birebir tanıklık edebileceğin Çanakkale’ye kısa bir yolculuğa çıkmaya ne dersin?
Assos
Çanakkale ili Ayvacık ilçesinde bulunan Assos, binlerce yıllık tarihin ev sahibi. Volkanik bir tepenin zirvesinde kurulu Assos Antik Kenti, Lidya, Pers ve Roma egemenliğinde bulunmuş, kayaç yapısının güçlü olması sebebiyle, hala sağlam, görülmeye değer birçok tarihi kalıntı sunuyor.
Tatilde tercihin Çanakkale ise Assos ziyaretinde karşına ilk çıkacak yapı Assos Antik Liman olacak. Doğal oluşumlu bu liman, döneminin en büyük limanı olma özelliği taşıyor. Tarih yolculuğunda karşılaşacağın diğer yapı, Roma İmparatorluğu dönemi izleri taşıyan Antik Tiyatro, Midilli Adası’nı karşı kıyıdan izleme imkanı sunuyor. Günümüzde de aktif olan tiyatro, birçok etkinlik sayesinde binlerce ziyaretçiyi ağırlamaya devam ediyor. Assos’un bir diğer görülmeye değer yapısı ise Athena Tapınağı… Şehrin en yüksek noktasında bulunan tapınak, gün batımını izlemek istersen unutamayacağın bir seyir zevki yaşatıyor.
Troya’da, Athena Tapınağı’nın ardından en önemli kutsal yapı sayılan Apollon Smitheus seni tarihin bir diğer boyutuna taşıyacak. Assos’a yaklaşık yarım saat mesafede yer alan bu tapınak, konusunu Homeros’un İlyada Destanı’ndan alan kabartmalarıyla ve döneminin mimari ve sanat mucizesiyle seni de kendine hayran bırakacak. Homeros’un destanında bahsedilen bir diğer önemli yapı ise Zeus Mağarası. Destanda, Zeus’un Truva Savaşı’nı buradan yönettiği belirtilir. Böyle bir tarih turuyla denizi, anıtların olduğu tepelerden izledikten sonra biraz dinlenmek istersen Assos’un birbirinden güzel plaj ve koylarını deneyimleyebilirsin. Bunlardan en meşhuru olan Kadırga Koyu, merkeze yaklaşık 2 kilometre mesafede. Burada da tarihin izlerini görebilir, zeytin ağaçlarının gölgesinde serinleyebilirsin. Sakinlik istersen ve kamp yapmayı seviyorsan aradığın huzuru Kuruoba Koyu’nda bulabilirsin. Sokakağzı Koyu, Yeşil Liman Koyu, Sivrice Plajı Ege’nin girintili yapısı sayesinde birbirinden farklı güzellikler sunacak. Tatil için Çanakkale’yi tercih edersen rotanı dilediğin yöne çevirebilir, hepsi ayrı özellikte Assos otellerinde konaklayabilirsin.
Bozcaada
Çanakkale’nin ikinci en büyük adası olan Bozcaada, hem tarım hem de turistik açıdan oldukça güçlü potansiyele sahip. Yüzyıllardır üzüm yetiştiriciliği ile birçok uygarlığın dikkatini çekmiş ve Pers, Roma, Bizans İmparatorluğu döneminde yerleşim yeri olan adayla Türklerin tanışması 1328 yılına dayanıyor. O tarihten bu yana Türk egemenliğinde olan ada, Çanakkale Boğazı girişinde konumlanmış olmasıyla her zaman stratejik öneme sahip olmuş. Bozcaada, İstanbul ve İzmir’e yakın olması sebebiyle büyük şehirlerde yaşayanların da kısa süreli tatil planlarında listenin başında yer alıyor.
Adaya ulaşım feribotla sağlanıyor. Feribot kıyıya yaklaştıkça karşında yüzlerce yıllık, tarihi Bozcaada Kalesi’ni göreceksin. Bu ihtişamlı karşılamanın ardından ada tatiline başlayabilirsin. Adada iç taraflara ilerledikçe Türk Mahallesi ve Rum Mahallesi iki farklı kültürü, farklı mimari ve tarihi yapılarla seni karşılayacak. Bozcaada’nın ara sokaklarında yürüyüş yapıp, biraz soluklanıp deniz kokusu almak istersen Geyikli Plajı, Ayazma Plajı, Habbale Plajı ya da Mitos Plajı’ndan denize girebilirsin. Tekne turlarına katılıp, Akvaryum Koyu, Poyraz Limanı Koyu, Sulubahçe Koyu gibi birbirinden güzel doğa harikası koyları ziyaret edebilirsin. Sakinliği ve kendine has özellikleriyle farklı tatil deneyimleri sunan Bozcaada’da hem yakın tarihi hem de doğanın birçok halini bir arada bulabilirsin. Tatil planın, takviminde yaz sonuna denk geliyorsa, her yıl eylül ayının ilk haftasında düzenlenen Bozcaada Bağ Bozumu Festivaline katılıp, bir sepet üzümle evine dönebilirsin. Bozcaada otellerinde konaklayıp, her yere rahatça ulaşabilir, kısa zamana çok fazla aktivite sığdırabilirsin.
Gelibolu
Çanakkale il merkezine yaklaşık 51 kilometre mesafede bulunan Gelibolu, tarihi ve doğasıyla iz bırakan, yurdumuzun en özel yerlerinden biri. Konumu itibariyle ılıman iklimin yaşandığı yarımada her mevsim yerli ve yabancı ziyaretçinin tercihi oluyor.
Tarihe ilgi duyuyorsan ve Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı bu topraklarda Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılan Gelibolu Yarımadası Milli Alanı’nı ziyaret ederek tatiline başlayabilirsin. Adaya feribotla geldiysen, feribot iskelesine oldukça yakın olan Gelibolu Savaş Müzesi’ni ziyaret edebilir, Çanakkale ruhunu yerinde hissedebilirsin.
Tarihin çeşitli dönemlerine ait yapılar bulunan adada bir diğer önemli yapı ise Çimpe Kalesi. Orhan Bey’e hediye olarak verilen kale Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’nı geniş açıdan görebileceğin eşsiz bir nokta. Yeşilden maviye geçişin kusursuz bir ahenkle gerçekleştiği Gelibolu’da denize girmek istersen Karaağaç Koyu, Değirmendüzü Koyu, Tekke Koyu, Armankaya Koyu, Mavi Saroz Plajı gibi birbirine yakın ama farklı özellikte koy ve plajları tercih edebilirsin. Konaklama tercihlerin için Gelibolu otellerine göz atmanda fayda var.
Tarihin en ihtişamlı sayfalarına tanık olmak, ada sokaklarında nostaljiyi yaşamak, muhteşem bir doğayla buluşmak ve masmavi sularda yüzmek için uzun ve keyifli bir tatil planı yapıyorsan; Çanakkale otelleri seni ağırlamaya hazır.