Bodrum, kendine has dokusuyla bağlı olduğu Muğla’dan ayrılan bir nokta ve Ege kıyılarının eşsiz güzellikteki koy ve plajlarından birçoğuna ev sahipliği yapıyor. Yeşil ve mavinin bin bir tonunu bir arada yaşatan bu harika belde, yaz tatili için akla ilk gelen yerlerden. Haraketli ve renkli gece hayatı da Bodrum’u popüler kılan bir diğer tarafı, ancak Bodrum sunduğu doğal zenginliklerle bu sosyalleşme fırsatını ikinci plana itebiliyor. Tüm bunların yanında, sakinlik arayan tatilciler için enfes koylarını cömertçe açan Bodrum’un muazzam doğasını yaşayarak, rafine bir tatil için rotanı çevirmen gereken yerler…
Karaada
Bodrum Limanı’nın hemen karşı noktasında konumlanmış, gözlerden uzak bir yerdesin; Karaada. Burası, isminin tam aksine mavi ve yeşilin iç içe olduğu huzurlu bir cennet. Tekne gezilerinin günübirlik adreslerinden olan bu güzel adada, termal su kaynağı olan bir mağara da var. Bu mağaradan çıkan kükürtlü suyun cilde iyi geldiği düşünülüyor. Yaygın bir rivayete göre, Kleopatra’nın güzelliğinin kaynağı da buradaki çamur ve sıcak suymuş. Karaada, bu özelliğiyle ziyaretçilerin gözdesi olmasına rağmen bakir kalabilmiş. Farklı koy ve plajlar yönünden zengin olması, doğayla baş başa kalmak isteyenler için birçok nokta sunuyor, Poyraz Koyu da bunlardan biri. Buradaki su o kadar berrak ki, denizin dibindeki kumları görerek yüzmek büyük keyif veriyor. Ada, genel itibariyle dalış sporunu denemek için de çok uygun. Karaada, tarihi izlerin getirdiği yaşanmışlık havasıyla birlikte, sakin bir dinlence için aradığın yer.
Aspat Koyu
Akyarlar mevkii ile Ortakent Yahşi arasında yer alan bu huzurlu koy, yaz sezonu devam ederken bile sakin kalabilen bir yer. Araçla gelindiğinde, Bodrum – Karaincir yolu, seni bu harika Ege koyuna daha kolay ulaştıracak. Aspat’ın, diğer koyların geneliyle kıyaslandığında daha sıcak bir denizi var. Yarımadanın en berrak sularında yüzerken, sualtında sana eşlik eden canlılar görmen olası. Güneşlenmek için de alışılmışın dışında bir seçenek çıkıyor karşına; çimlik alan. Turkuaz renkteki denizden sonra burada güneşlenirken yeşili de doya doya yaşaman mümkün. Güzellikleri saymakla bitmeyen Aspat Koyu’nun Bodrum’a özgü sonbahar havası olan “sarı yaz“ın buradaki etkisi de bir başka. Nem seviyesinin dengeli seyretmesi, bu mevsimde de Aspat’ı tercih etme sebebi oluyor. Aspat Koyu’nda bölgenin en temiz oksijen kaynağı, tarihi kalıntılarla bezeli Aspat Dağı’na sırtını verip dingin bir tatilin keyfini çıkarabilirsin.
Boğaziçi Köyü
Güvercinlik’in kuzey tarafında bulunan Boğaziçi, şirin mi şirin bir balıkçı kasabası. Helen, Roma gibi medeniyetleri ağırlamış Bargilya Antik Kenti’ne ait kalıntıları bozmadan, burada kendine küçük bir yer açmış ve bugün de 2000’i aşmayan az bir nüfusu var. Bargilya Antik Kenti yazısıyla gelenleri karşılayan köyün girişinde göze ilk çarpan, sevimli flamingolar oluyor. Denizin etrafında konuşlanmış olan köy, bu noktada Ege Denizi’ne adeta bir göl havası veriyor. Uzun sayılamayacak sahil şeridinde, balıkçı teknelerinin olduğu limanı geçtikten sonra küçük bir kumsal bulunuyor. Nispeten sığ ve kumlu denizi oldukça temiz. Pazar günleri kurulan köy pazarına denk gelmek, bölgede üretilen organik ürünlerin tadına taze taze bakmak için harika bir fırsat. Boğaziçi Köyü, karmaşadan arınmış sessiz bir tatil için kesinlikle listene eklemen gereken bir rota.
Koyunbaba
Gümüşlük’e 4 km mesafede olan Koyunbaba, Bodrum’daki en bakir yerlerden biri. Gözlerden uzak bir tatil için muazzam bir seçenek olan koy, uzun okaliptüs ağaçlarıyla ilgi çekiyor. Rüzgârsız zamanlarda, berrak olan denizi daha güzel bir duruluğa sahip oluyor. Myndos medeniyetinden kalan, Bodrum’un bilinen en ünlü antik taş ocağı da burada bulunuyor. Antik Taş Ocağı, uzun yıllardır düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Köklü tarihini müzik kültürü ile birleştiren mistik havasıyla Koyunbaba, burayı tercih edenlere nezih bir tatil imkânı sunuyor.
Akvaryum Koyu
Akvaryum Koyu, Adaboğazı ismiyle de hatırlanabilir. Buradaki deniz, gerçeğin sınırlarını zorlayan bir görselliğe sahip. Tertemiz bir durulukla kendine hayran bırakan suyun, bu kadar parlak ve açık olması denizin kusursuzluğunu gözler önüne seriyor. Cam gibi görüntüsü sebebiyle Akvaryum adı da çok sık geçiyor. Adaboğazı’na önceleri yalnızca tekne ulaşımı varken, 2015’te Bitez’den açılan yol sayesinde artık kara yolu ulaşımı da bulunuyor. Buna rağmen eski sakinliğini korumayı başaran ve adının hakkını veren Akvaryum Koyu’nda, 20 metre derinliğe kadar görülebilen suyun üzerinde yüzmek eşsiz bir deneyim olacak.
Fener Plajı
Keşif listemizin son durağına en güzel noktalardan birini sakladık; Fener Plajı. Yarımadanın güneybatısında, Bodrum’un merkezine 20 km mesafede tatlı bir yer. Kıyının uç kısmında, plaja adını veren bembeyaz güzelliğiyle Hüseyin Burnu Feneri var. Bodrum’un en doğal ve en büyük kumsallarından biri olan Fener Plajı, bakir bir güzelliğe sahip. Eğer su ve yelken sporlarıyla ilgileniyorsan, buradaki rüzgâr özellikle windsurfing etkinliğine çok uygun. Konaklamak isteyenler, daha çok buradaki bungalov otelleri tercih ediyor. Fener Plajı’nda huzurlu bir tatil yaparken, meltem uğultuları eşliğinde her şeyden arındığını hissedeceksin.