Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan, Akdeniz ve Köyceğiz Gölü’nün kesişim noktası olan incecik geçidin etrafında kurulu kendine has, muhteşem bir coğrafya… Birbirinden güzel kıyılarıyla yaz tatilinin en gözde rotalarından olan Muğla’da, diğer bölgelerin yanında adı biraz az anılsa da Dalyan’da keşfedilecek muazzam köşeler var. Aynı zamanda zengin biyoçeşitliliği ile kendine hayran bırakan bir habitat alanı.
Muğla’nın en özel yerlerinden olan Dalyan’a yolun düştüğünde kaçırmaman gereken seyahat önerilerini derledik.
Köyceğiz, Dalyan Lagünü
Dalyan denildiğinde akla ilk gelen yer lagün sistemi… Kuşbakışı muhteşem bir manzaraya sahip olan bu doğa harikası, göl ve denizin birbirine geçtiği noktada yer alıyor. Uzaktan bakıldığında labirente benzeyen kıvrımlar, göl ve denizi ikiye bölerek ilgi çekici bir hava yaratıyor. Dünyada az sayıda görülen lagün yapısı, doğal hayata ve çok sayıda canlıya ev sahipliği yapması açısından da önemli bir yere sahip. Önceden bir koy olan Köyceğiz Gölü, antik çağda Calbys olarak bilinen nehrin taşıdığı alüvyonların ve MÖ 226 yılında olduğu tahmin edilen büyük depremin etkisiyle dolarak lagün halini almış. Günümüzde, çam ormanlarıyla kaplı dağlardan yedi kol halinde akan sularla oldukça zengin bir yapıda olan Köyceğiz Gölü, aynı zamanda suyunun bir kısmını 10 kilometre uzunluğundaki bir kanalla Akdeniz’e döküyor. Su cenneti olarak anılan bölge, genel itibariyle çok temiz sulara sahip. Dalyan’da kesinlikle görmen gereken yerler arasında olan lagünü, Köyceğiz ve Dalyan’dan hareket eden tekne turlarıyla da gezebilirsin.
İztuzu
Dalyan’a 12 km uzaklıktaki İztuzu Plajı’na merkezden 20 dakikalık bir sürede gidilebilir. Yaklaşık olarak 5 km uzunluğa sahip İztuzu Plajı, Kaplumbağa Plajı olarak da biliniyor. Tuzlu yapıdaki deniz suyu ile tatlı suyun bir arada bulunduğu nadir kıyılardan olan plaj, bu özelliğiyle Avrupa’nın en gözde 10 plajından biri olarak seçilmiş. Aynı zamanda nesli tükenmekte olan caretta caretta’ların en özel yumurtlama alanlarından biri. Yaklaşık iki aylık kuluçka dönemini tamamlayan yavruların, doğduktan sonra denize girdiği anlara denk gelmek harika bir deneyim. Özellikle temmuz ayı başlarında, gece vakitlerinde bu olayı gözlemlemek mümkün.
Yüzmek için İztuzu’nun göl tarafı daha elverişli. Rüzgârın etkisinin hissedildiğini ve denizin dalgalı olduğunu belirtelim. İztuzu’nun kara yolu ile ulaşılabilen kısmı olan belediyeye ait plaj, yüzmek için daha fazla tercih ediliyor.
İztuzu’na komşu, el değmemiş en güzel koylardan biri Kargıcak. Zorlu ve virajlı yolları, buraya bakir kalma özelliği kazandırmış diyebiliriz. Kargıcak Koyu’ndan temin edebileceğin bir kanoyla kimsenin uğramadığı, başka sakin koyları da keşfedebilirsin.
Kaunos Antik Kenti
Köyceğiz ilçesinde bulunan Kaunos Antik Kenti, MÖ 10. yüzyılda kurulmuş en eski liman yerleşimlerden biri. Karya bölgesi dahilindeki yerleşimlerden olan kent ve çevresi, daha çok Kaunos Kral Mezarları ile biliniyor. Karya’nın deniz kıyısındaki kentlerinden olan Kaunos uzun bir zaman boyunca; Persler, Rodos, Bergama ve Roma gibi birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış. Kentin liman bölgesi ise şu anki Sülüklü Göl’ün çevresi. Alüvyonların doldurduğu deniz kıyısı, zamanla liman statüsünü yitirmiş. Antik kentin iklime uyumlu doğa mimarisi izleri, bugün de gözlemlenebilen özellikler arasında. Kentin kalıntıları; 33 oturma sırası bulunan amfitiyatro, stoa, şapel, kilise, çeşme ve hamam gibi yapılardan oluşuyor.
Kentte 160’tan fazla kaya mezarı var. Bunlardan en meşhur olanlar ise, şehrin güneyinde bulunan kayalıklara oyulmuş 6 mezardan oluşuyor. Kaunos Kaya Mezarları’nın en önemli özelliklerinden biri Helenistik mimaride yapılmış olması. Dalyan’ın merkezindeki sahil kenarında yürürken tam karşında görebileceğin mezarlar, yanına gidilmese de uzaktan da o büyüleyici havasını yansıtıyor. Ayrıca, Dalyan’ın vazgeçilmez aktivitelerinden tekne turuna çıkanlar için de kıyıya yanaşmak için en güzel sebeplerden biri.
Nehir kıyısında bulunan Dalyan otellerinde konaklayarak bu farklı manzaranın keyfini daha fazla çıkarabilirsin.
Ekincik Koyu
Bağlı olduğu Ekincik Köyü ile aynı adı taşıyan koy, yat ve tekne turizminin en önemli uğrak yerlerinden. Çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrili harika tabiatıyla, sakinliği arayanların kesinlikle gitmesi gereken bir köşe. Yemyeşil doğasının arasında kalan berrak sularıyla huzurlu anlar vadeden Ekincik Koyu’nun uzun bir kumsalı var. Denizi, yaklaşık 25 metre sonra derinleşen yapıda. Oldukça küçük bir yerleşim yeri olan bu sakin yerin etrafındaki otel ve pansiyon seçeneklerini de değerlendirebilirsin. Burayı günübirlik bir gezi ile ziyaret edersen, gün batımı için dönüşte Çandır Tepesi’ne mutlaka uğramalısın. Burası, lagün sisteminin eşsiz görüntüsüyle beraber günü batırmak için harika bir yer.
Ekincik Koyu’nun çevresindeki mağaralar da tekne turlarıyla gezilebilen muhteşem doğal güzellikler arasında. Birçok turun rotasında bulunan farklı mağaraları gezerken, mola sırasında serin suların tadını çıkarabilir, su altı dünyasında güzel bir keşfe çıkabilirsin.