Türkiye’de denize girmek için en güzel köşelerden biri elbette Datça. Bu çevrenin, hemen her yerinden denize girebileceğin muhteşem bir doğası var. Mavinin en güzel tonlarını görebileceğin bu harika yer, koylar açısından çok zengin. Datça için “denizi her zaman güzel” diyenler kesinlikle abartmıyor. Bu güzel şehir, mavilikleriyle ön plana çıkmayı kesinlikle hak ediyor. İşte, muazzam denizi, yemyeşil ormanları ve sakin koylarıyla Datça’da görmen gereken yerler:
Kumluk Plajı
Datça merkezde bölgenin tek kum plajı olan Kumluk, ilk durağımız. Datça’nın en sevilen noktalarından. Gündüz saatlerinde şemsiye ve şezlongların bulunduğu yerleri akşam saatlerinde masa ve sandalyeler alıyor. Mavi-beyaz masalar, ağaçlara asılmış fenerlerle ışıl ışıl oluyor. Kıyıya vuran minik dalgaların sesi eşliğinde, ayakların kuma değerken akşam yemeği yemek, insanda hoş bir his bırakıyor. Datça’ya gelmişken en azından bir akşam buraya uğramak gerek. Biraz gözde bir yer olduğu için rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Datça Limanı
Muğla’nın önemli tatil yerlerinden Datça’nın merkezi, normal bir yerleşim yeri atmosferinde aslında. Her ihtiyacı karşılayan dükkânlar, yöresel tatların olduğu mekânlar mevcut. Liman bölgesine gelirsek, buraya Datça’nın en hareketli yeri diyebiliriz. Özellikle eğlence için geç vakitte gelmeye çok uygun. Limandaki restoranlarda keyifli bir akşam yemeği ile başlayabilirsin. Kıyıda güzel bir yürüyüş yaparken, keçi sütünden yapılmış ünlü dondurmadan da tatmadan geçme. Datça merkez tarafına gündüz saatlerinde gelirsen, Kangotan Evi’ni de listene mutlaka eklemen gerek.
Knidos Antik Kenti
Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktalardan Reşadiye Yarımadası’nın ucunda bulunan Knidos Antik Kenti, harika bir manzaraya sahip. Tekir Burnu’nda bulunan kent, eşsiz bir manzaraya karşı güneşi batırmak için biçilmiş kaftan. Karya dönemine ait antik yerleşimin tarihi MÖ 4. yüzyıla dayanıyor. Antik kentte, kemerli yollar, amfitiyatro ve sütunlardan oluşan kalıntılar bulunuyor. Akşam saatlerine yakın gelip öncesinde burayı turlamak güzel olur. Hazırlıklı gelip burada bir şeyler içerek küçük bir piknik yapabilirsin. Manzarayı gören meşhur tepenin yanındaki küçük patikayı takip ettiğinde el değmemiş koylardan biri karşılıyor seni. Antik kent gezini tamamladıktan sonra, kalıntılara karşı yüzerek yorgunluğunu da manzara eşliğinde atabilirsin.
Çevrede manzarasıyla meşhur yerlerden biri de Deveboynu Deniz Feneri. Gerçekten kusursuz bir manzarası var. Deniz seviyesinden 104 metre yukarıda bulunan fenerin olduğu yere çıkmak istersen, kapalı bir ayakkabı tercih etmelisin. Knidos Antik Kenti’nden 45 dakikalık bir yürüyüş mesafesi bulunuyor. Biraz zahmetli bir yol olsa da, çıktığın anda Datça’nın muhteşem denizi, tüm açıklığıyla ayaklarının altında kalıyor. Günü burada batırdıktan sonra, iniş yolu için bir ışığa ihtiyaç duyabilirsin. Dönüş yoluna hazırlık için yanına bir fener almayı unutma.
Eski Datça’nın Sokakları
Datça merkezdeki iskeleden buraya yalnızca 3 km mesafe var. Yürüyerek yarım saatte gelebilirsin. Eski Datça’ya gelince, birbirinden güzel taş evler, kafeler ve Datça butik otelleri kendine has dokusuyla bir anda karşına çıkıyor. Can Yücel Sokak ve Can Yücel’in yaşadığı ev de burada bulunuyor. Eski Datça sokakları, gündüzleri biraz sakin kalıyor. Taş sokaklarını rahat bir şekilde gezebilirsin. Asıl hareketlilik akşam saatlerinde başlıyor. Güneş batarken, hazırlıklar tamamlanıyor ve bu sokaklar bir anda canlanıyor. Mekânlardan yükselen caz müzik tınıları hoş bir şekilde kulağına geliyor. Güzel bir akşam yemeğiyle ya da bir şeyler içerek günü burada noktalayabilirsin. Eski Datça sokakları kesinlikle gezmen gereken yerler arasında.
Muhteşem Datça Koyları
Datça ve çevresinde 50’den fazla koy ve bük var. Ege’nin kıyı ve koy zenginliğini gözler önüne seren noktalardan biri. Civardaki birçok yeri gezerken ya da aracınla yola çıktığında, merak edip mola vereceğin çok güzel koylar karşına çıkacak. Datça merkeze 20 km uzaklıkta bulunan Mesudiye, içerisindeki küçük köyler ve büklerle beraber eşsiz bir köşe. Burada bulunan Hayıtbükü ve Ovabükü en bilinenleri. Dupduru serin sularda, kalabalıktan uzak, yalnızca sana aitmiş gibi hissettiren bakir alanlarda yüzmenin tadını doyasıya çıkar.
Bunun dışında, araçla ulaşılamayan bazı saklı cennetler de var. Karayolu bağlantısı olmayan bu koyları, mavi bir yolculuğa çıkarak tekne turuyla keşfetmek çok daha keyifli. Datça’nın mavilikleriyle meşhur köşelerinde, serin sulara kendini bırakarak huzur dolu bir tatilden tam anlamıyla dinlenmiş olarak dönebilirsin.
Koyların farklı yapıdaki kıyıları bazen çakıllı olabiliyor. Deniz ayakkabısı önerisini de not olarak ekleyelim.