Karya ve Likya kentlerinin kesişim noktası olan Kaş, Akdeniz’in en güzel konumlarından birine sahip. Eşsiz doğal güzellikleriyle kendine hayran bırakan şehir, özellikle denizinin rengiyle mest ediyor. Turkuazın bu kadar güzel bir tonunu başka bir yerde görmeye adeta imkân yok. Doğası, tarihi ve sımsıcak atmosferiyle Kaş’ın merkezinde ve yakınlarında en güzel rotalar…
Uzun Çarşı
Kaş merkezde bulunan Uzun Çarşı, şehrin ortasından geçiyor. Kaş Meydanı’nın 150 metre batısında, 2 dakika süren bir yürüyüş uzaklığında. Uzun Çarşı, cumbalı konakların bulunduğu tarihi bir sokak. Konakların alt katında bulunan salaş mekânlar, dükkânlar ve birbirinden güzel Kaş otelleri ile burası, kentin en turistik yerlerinden biri. El emeği ürünler, takılar, butikler, hediyelik eşya dükkânları ve şirin kafelerle dolu. Uzun Çarşı, turistik yerlerde görülen çarşıların genelinden daha farklı bir havaya sahip. Buradaki dükkânları gezerken zamanın da nasıl geçtiği pek anlaşılmıyor. Dinlenmek için bir kafede oturabilir, soğuk bir şeyler içebilirsin. Akşam yemeği için çevrede güzel restoranlar da bulunuyor. Vaktini nasıl değerlendirmek istersen, Uzun Çarşı her anlamda keyifli anlar geçirip kafa dağıtabileceğin bir yer.
Kral Mezarı
Sarmaşık ve begonvillerle süslü Uzun Çarşı caddesini gezip alışveriş yaparak Kral Mezarı’na ulaşmak oldukça keyifli. Çarşının hemen sonunda, bir çınar ağacının gölgesinde bulunuyor. Kaş’ın simgelerinden olan yapı, Aslanlı Lahit olarak da anılıyor. Likya yazıtının bulunduğu tek bloktan oluşan anıt mezar, MÖ 4. yüzyıla ait. Üzerinde 8 satırlık bir kitabe ve üst bölümünün iki tarafında ağzı açık şekilde duran aslan tasvirleri var. Sağ ve sol tarafında karşı karşıya bakan kadın ve erkek figürü bulunuyor. Kral Mezarı’nı geçip sağa dönünce bölgedeki nezih restoranların olduğu sokaklar karşına çıkıyor.
Uyuyan Dev
Uyuyan Dev, Kaş’ın merkezinden 2 km uzaklıkta bulunuyor. Kaş’ın etrafını çevreleyen kayalık tepelerin olduğu dağa Uyuyan Dev deniyor. Silueti, uzaktan bakıldığında uyuyan bir deve benziyor. Kaş’ın merkezinde keyifli bir yürüyüş ve tırmanış rotası arayanlar için harika bir seçenek. Liman tarafından gelindiğinde, Likya yolunu Eski Çukurbağ’a bağlayan yolu takip etmek gerekiyor. Efor isteyen ama ulaşıldığında görülecek manzaraya değecek bir tırmanış yolu. Ormanın içinden geçen, yeşil bir rotanın içinde ilerlerken mis gibi havaya doyuyorsun. Sıcak havada çıkıldığında terletebilir ama dönüş yolu için hafif kalın bir şeyler almak gerek. Bir de yürüyüş ayakkabısı. Kaş’ı 480 metre yüksekten gören panoramik bir manzarası var. Limanağzı’ndan Bucak Denizi’ne kadar eşsiz bir görsel şölen sunuyor. Uyuyan Dev, Kaş tatilinde doğa yürüyüşü ve enfes manzarası için mutlaka görmen gereken bir yer.
Xanthos Antik Kenti
Kaş’ın Kınık beldesinde yer alan Xanthos Antik Kenti, şehir merkezine 45 kilometre mesafede. Antalya-Fethiye üzerinden devam eden yolu takip ettiğinde en fazla 1 saat sürüyor. Antik dönemde Likya’ya başkentlik yapmış olan kent, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dâhil edilmiş çok değerli bir varlık. Ovaya hâkim konumda iki tepe üzerinde kurulmuş. İlki, Eşen Çayı kenarında Likya Akropolü; ikincisi ise biraz daha yüksek konumda olan Roma Akropolü. Kentin ilk temelleri MÖ 1200’lerde atılmış. Tarihi kaynaklarda birçok kez yıkıldığı, yandığı ama yeniden kurulduğu yazıyor. Bu yönüyle hüzünlü bir hikâyesi var. Antik kentte görülebilecek kalıntılar arasında; dikme mezar anıtları, tiyatro, kilise, kaya ve lahit mezarları bulunuyor.
Asmaaltı Plajı
Merkezde denize girilen en güzel noktalardan biri olan Asmaaltı, Kaş Belediyesi Yat Limanı’nın hemen yanında bulunuyor. Manzarasıyla ünlü olan nokta, akşama yakın gelip yüzdükten sonra, güzel müzikler eşliğinde gün batımını izlemek için harika bir yer. İskele kısmından denize girilen plajın suyu biraz derin. Burası kış mevsiminde de çokça ziyaretçisi olan sevilen bir nokta. Ahşap platformlar üzerinde kurulan masalarla hoş bir restorana çevriliyor. Kaş’ın merkezinde yürüyerek ulaşılan bir noktada olan Asmaaltı, uğraman gereken yerlerden.
Kaleköy
Kaleköy, Kaş’a 35 km uzaklıkta, denizden ulaşılabilen huzurlu bir yarımada. Kara bağlantısı patika üzerinden sağlandığı ve biraz da zorlu olduğu için tekne ulaşımı yaygın. Bizans ve Likya’dan kalan kalıntılar üzerine, bugünkü şeklini alan yerleşim yeri kurulmuş. Bölge halkı antik kalıntılarla iç içe yaşıyor. Bozulmamış doğasıyla şirin ve huzurlu bir yer. Köye ismini veren kalenin bulunduğu tepe harika bir manzaraya sahip. Gün batımını izledikten sonra sahile inip bölgenin meşhur ev yapımı dondurmasıyla günü noktalayabilirsin.