Ege tutkunuysan ve havalar biraz serinlediğinde harika bir etkinlikle tatilini sonlandırmak istersen, Bozcaada Bağ Bozumu Festivali tam da aradığın aktivite.
Üzüm yetiştiriciliğinin gözbebeği Bozcaada, Bağ Bozumu Festivali ile kapılarını hem dünyaya hem de tarihe açıyor. Her yıl eylül ayının ilk haftası düzenlenen festivalin 2022 yılı için 2-4 Eylül tarihleri arasında yapılması planlanıyor. Bu tarihlerde birçok doğa dostuna, tarihçiye ve gastronomi tutkunlarına ev sahipliği yapan Bozcaada otellerinde senin için de her zaman yer var.
Festival Gelenekleri
Festival başlangıcında geleneği sürdürmek adına traktör, at arabası veya yürüyerek bağlara gidilir. Yöre halkı, bağ işçileri ve misafirler bağlara dağılır, ilk uyarının gelmesi heyecanla beklenir. Her biri yaklaşık iki kiloluk salkımların bir bir kesilmesiyle festival başlar. Böylece yüzlerce yıllık üzüm bağlarının onlarca yıllık festival kültürüne sen de dahil olursun. Çeşit çeşit üzümler küfelere yüklenir. Keyifle yemek için hasadını yaptığın üzümleri yörenin müzisyenleri eşliğinde festival alanına taşırsın. Eğlence burada da devam eder. Adanın tarihine şahitlik eden, kim tarafından yapıldığı bilinmese de birçok hikayeye konu olmuş Bozcaada Kalesi’nde festival devam eder. Çeşitli konserler ve etkinlikler, Ege’yi ve yüzyılların şahit olduğu üzüm bağlarının keyfini çıkarman için hazırlanmıştır. Yaklaşık 20 yıldır her sene düzenlenen Bağ Bozumu Festivali çeşitli müzisyenlerin keyifle konser verdiği önemli yerlerden biri halini almış. Müzik dışında festivale özgü yarışmalar da yapılır. Üzüm Güzeli Yarışması bunlardan biri.
Her anlamda eğlenebileceğin, doğayı içinde hissedebileceğin üç günün ardından Bozcaada’dan ayrılma vakti geldiğinde arkandan el sallayan yerli halkı göreceksin. Yöre halkının misafirperverliği ve paylaşımcılığı tam da bağ bozumu kültürünü taşır. Bağ bozumu çok eski dönemlerden bu yana umut ve bereketin temsilidir. Festivale katılan herkes bunu çok derinden hisseder. Elinde bir sepet üzüm ve tebessümle dönersin evine.
Bir Salkım Tarih
Ada yüzyıllar boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Yunan, Pers ve Roma İmparatorluğu’nun egemenliğinde bulundu. Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasının ardından Bizans egemenliğine geçti. Türklerin bugünkü adıyla Bozcaada ile ilk bağlantısı 1328 yılında kurulmuş. Uzun yıllar boş kalan ada, 1455 yılında tamamen Türk egemenliğine geçerek bugünkü adıyla “Bozcaada” olarak anılmaya başlandı. Adanın boş kaldığı süre sonunda, 1403 yılında, adaya gelen İspanyol seyyah Clavijo meyve bahçeleri, üzüm bağları ile karşılaştı.
Adanın ikliminin üzüm yetiştirecek kadar kuru ve sıcak olmasının sebebi yıl boyunca rüzgarlı olması. Ada iklimi her zaman bağcılık faaliyetleri için aranan bir konum olup bugüne kadar verimini korudu.
Nasıl Ulaşırım?
Ege Denizi’nin ikinci en büyük adası olan Bozcaada, Çanakkale il merkezinden yaklaşık 60 kilometre mesafede. Eğer aracınla seyahat etmeyi tercih edersen Geyikli İskelesi’nden arabalı feribot seferleri ile toplamda 2 saat gibi bir sürede ulaşman mümkün. İstanbul’dan Bozcaada’ya ulaşım için ise öncelikle Çanakkale Boğazı’nı geçmek gerekiyor. Boğazı arabalı feribotla geçebilmek için çeşitli alternatifler mevcut. Arabalı feribot seferleri için yaz ve kış mevsiminde farklı sefer saatleri düzenleniyor. Havayolu ulaşımı için ise en yakın havaalanı Bozcaada’ya uzaklığı 56 kilometre olan Çanakkale Havaalanı.
Festival Bitince Dönmek İstemiyor Musun?
Bozcaada Yat Limanı; Bozcaada’ya feribotla geldiğine göre ilk göreceğin Bozcaada Yat Limanı olacak. Bu limanda ilk etkileneceğin denizin temiz görüntüsü olacağından eminim. Bozcaada Yat Limanı ülkemizin en temiz limanlarından biri. Yürüyüş yapmak, hediyelik eşya alışverişi yapmak istersen fazlasıyla mutlu olacaksın. Bozcaada’yı doyasıya yaşamak için adada gezmen, görmen gereken noktalar ise şunlar:
Bozcaada Koyları: Festival bitiminde biraz sessiz bir tatil planlarsan ve döndüğünde şehir gürültüsü seni bekliyorsa koyları görmen tam da aradığın aktivite olacak. Habbale Koyu rengiyle kendine aşık edecek, Beylik Koyu sakinlik arıyorsan o ihtiyacını karşılayacak, Akvaryum Koyu dalış yapmak istersen seni geri çevirmeyecek.
Bozcaada Sokakları: Açık hava müzesi hissi arıyorsan Bozcaada Sokakları tam da bu isteğine hitap edecek. Türk Mahallesi ve Rum Mahallesi ayrımını anında hissetmen mümkün. Türk Mahallesi ahşap evler, kıvrımlı sokaklardan kendini belli eder. Rum Mahallesi ise Arnavut kaldırımları, daha bakımlı evleriyle dikkatini çekecek. Her iki mahalle de harika restoranları ve tarihiyle seni başka türlü mutlu edecek.
Bozcaada Kalesi: Feribotla gelirken ilk dikkatini çekecek, heybetiyle ünlü kale yüzyıllardır adaya göz kulak oluyor. Türkiye’de en iyi korunmuş kalelerden biridir. Eğer istersen kalenin içini de görebilir, gezebilirsin.
Bozcada otelleri arasından tam sana göre olanı Odamax’la kolayca bulabilir, bu muhteşem atmosferde sevdiklerinle kaliteli zaman geçirebilir, festival coşkusuna ortak olabilirsin.