Şimdi bir dakikalığına gözlerini kapat ve Türkiye’nin tarihi noktalarını keşfetmek isteyen bir turist olduğunu hayal et. İlk olarak hangi rotaları keşfetmek isterdin? Biz senin yerine çoktan düşündük. Son olarak da rotanı belirlemeni sağlayacak detayları bu sayfada bir araya getirdik!
Herhangi bir şeyi yapmayı planlamak ve gerçekten yapmak arasında önemli bir fark var. Bununla birlikte her an yapabileceğimizi düşündüğümüz şeyler genelde en kolay ertelediklerimiz oluyor. Türkiye’de bulunan tarihi eserlerin ve yerlerin keşfi de pek çoğumuzun ertelenenler listesinde üst sıralarda yer alıyor. Fakat ertelenen konu bir seyahat olduğunda, aslında kaybedilen kocaman bir deneyim oluyor. Bakış açını değiştirecek ve güzel anılarını zenginleştirecek deneyimleri ertelemeye artık bir son vermeye var mısın? Hadi, senin için hazırladığımız Türkiye’nin tarihi ve turistik yerleri listesini incelemeye hemen başla!
1. Ayasofya Cami Müzesi, Fatih/İstanbul
Daha önce pek çok kez Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin yakınlarında zaman geçirmiş veya içini kısa bir bakışla incelemiş olabilirsin. Peki, bu yapının neden bu kadar özel olduğunu anlamak için biraz daha zaman ayırmaya ne dersin? Türkiye’nin önemli tarihi yerleri arasında üst sıralarda bulunan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin tarihi, Doğu Roma İmparatorluğu zamanına kadar uzanıyor. İmparatorun gücünün simgesi olarak milattan önce 532 yılında inşa edilen Ayasofya’nın özel hikayesi de böyle başlıyor.
İlerleyen yıllarda yapıya günümüzde gördüğümüz mozaik işlemeler ve resimler ekleniyor. 557 yılında kilise, büyük bir depremle kısmen çöküyor ve yeniden inşa ediliyor. Yapı uzun yıllar boyunca kilise olarak kullanılıyor, hükümdarların taç giyme törenlerine sahne oluyor, bir müddet müze oluyor ve sonrasında da cami olarak kullanılıyor. Ayasofya Camii, günümüzde sabah namazı ve yatsı namazı saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Ancak giriş kapısında genellikle 20-30 dakika civarında sıra beklemek gerekiyor.
2. Sümela Manastırı, Maçka/Trabzon
Dört yanında kadim medeniyetlerin izlerini taşıyan ülkemizi ilk defa görecek bir turistin gözünden incelemeye devam ediyoruz. Bir Rum Ortodoks manastırı olan Sümela Manastırı, Karadağ yamacında sarp bir kayalığa inşa edilmiş. Atina’dan gelen iki rahip tarafından inşa edildiği düşünülen Sümela Manastırı, Türkiye’nin doğal ve tarihi yerleri arasında önemli bir paya sahip. Hristiyanlar için kutsal sayılan hac noktalarından biri olan yapıda 72 oda ve ayrıca şapel, mutfak, misafirhane ve kütüphane bölümleri yer alıyor.
Manastırı 2021 öncesi ziyaret edenler için de güzel bir haberimiz var. Bu tarihe kadar yapının yalnızca bir kısmı ziyarete açıktı. Ancak günümüzde yapının tümü ziyaret edilebiliyor. Kendi aracınla bir noktaya kadar giderek ardından minibüsle meşhur basamaklara ulaşabilirsin. 2023 yılında Sümela Manastırı giriş ücreti tarifesi 115 TL olarak uygulanıyor. Manastır her gün 09.00-19.00 ziyaretleri arasında ziyaret edilebiliyor. Ayrıca girişte Müzekart da kullanılabiliyor.
3. Zeugma Mozaik Müzesi, Şehitkamil/Gaziantep
Dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olma özelliği taşıyan Zeugma, bin 700 metrekarelik mozaik varlığına sahip. Hatta öyle ki yapının 2011 yılında ziyarete açıldığı gün 5 bin kişi tarafından ziyaret edildiği biliniyor. Çingene Kızı Mozaiği, Savaş Tanrısı Ares Mozaiği ile Okeonos ve Tethys Mozaiği, müzede yer alan önemli eserler arasında öne çıkıyor. Özellikle Helenistik resim sanatının izlerini taşıyan MS 2’nci yüzyıl tarihli Çingene Kızı Mozaiği’nin her an gözleriyle sizi takip ettiğini hissettirecek üç çeyrek bakış tekniği ile yapıldığı biliniyor.
Zeugma’nın Türkiye’deki tarihi yerler arasında böylesine önemli bir rol oynamasında teknolojik altyapısı da önemli rol oynuyor. Nitekim 2 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan mozaiklerde eksik olan parçalar, teknoloji desteği ile tamamlanmış durumda. Gaziantep Zeugma Müzesi 2023 yılı itibarıyla 65 TL ücret karşılığında ziyaret edilebiliyor. Ayrıca Müzekart kullanılması da mümkün oluyor. Müze her gün 08.30-17.30 saatleri arasında ziyarete açık oluyor. Gün boyu çalan dinlendirici müzikler ve dinlendirici loş ışığın altında tarihle buluşmak çok hoşuna gidecek!
4. Balıklı Göl, Eyyübiye/Şanlıurfa
Sıra geldi Türkiye’deki en popüler tarihi yerler arasında bulunan Balıklı Göl’ü keşfetmeye! Balıklı Göl, bir diğer adıyla Halil-ür Rahman, Şanlıurfa’da şehir merkezinin güneybatısında yer alıyor.
Balıklı Göl’ün çevresinde pek çok mağara ve Urfa Kalesi gibi önemli eserler de bulunuyor. Balıklı Göl, şehir merkezine oldukça yakın ve buraya yürüyerek dahi ulaşım sağlanabiliyor. Ayrıca göl, şehrin merkez noktasında ve açık havada bulunduğu için ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
5. Ani Harabeleri, Arpaçay/Kars
Ermeni kültürü, sanatı ve mimarisinin izlerini taşıyan Ani Harabeleri, Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından biri olma özelliği taşıyor. Arpaçay Nehri yakınında konumlanan bu harabelerin zamanla terk edildiği biliniyor. Uzun yıllar boyunca hak ettiği ilgiyi görmeyen bu yapılar, ülkemizde Doğu Ekspresi seyahatlerinin yaygınlaşması sonrasında sık ziyaret edilen turistik noktalardan biri haline geliyor. Harabeler, Kars’ın merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan Ocaklı Köyü’nde yer alıyor. Anadolu genelinde yer alan ilk Türk camisi, meşhur Arslanlı Kapı, surlar ve kitabeler… Yani anlayacağın, bu antik kentin her köşesi ayrı bir hazine değerinde!
Ani Harabeleri, Müzekart ile veya 2023 yılı itibarıyla 50 TL ücret karşılığında ziyaret edilebiliyor. Arzu edersen rehber desteği alma olanağın da bulunuyor. Turlar genellikle girişin sol tarafından başlıyor. Tam tersi istikameti takip ederek daha konforlu ve sakin bir keşif yapmak da bir seçenek. Ancak zemin fazlasıyla engebeli olduğu için ayakkabı seçimini bunu düşünerek yapmayı unutmazsan iyi olur.
6. Apollon Tapınağı, Side/Antalya
Antalya’daysan, yani böylesine değerli tarihi eserlerden birine bu kadar yakınsan, tarih keşfinin hakkını vermelisin! Türkiye’de gezilecek tarihi yerler söz konusu olduğunda Apollon Tapınağı en özel turistik destinasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Işık, güzellik ve sanat tanrısı Apollon’a adanan tapınağın tarihi yaklaşık olarak milattan sonra 150’li yıllara dayanıyor. Dikdörtgen şeklinde inşa edilen yapıda en çok korint başlıklı sütunlar dikkat çekiyor.
Apollon Tapınağı’na ait bir bölümün, sonraki yıllarda yapılan Bizans Bazilikası’nın inşasında kullanılmak üzere söküldüğü biliniyor. Ancak yapının ayakta kalan kısmı dahi zamanında ne kadar ihtişamlı bir şekilde inşa edildiğini anlamak için yeterli. Side’nin her köşesi tarih ve kalıntılarla dolu. Bu nedenle yanına Müzekart’ını ve en rahat ayakkabılarını alarak keşfe çıkmayı sakın unutma!
7. St. Jean Kilisesi, Selçuk/İzmir
İzmir’de ne yapsam diye düşünenler veya bu şehri keşfetmeye kararlı gezginler için harika bir önerimiz daha var! Hz. İsa’nın 12 havarisinden olan ve Aziz Yahya olarak da bilinen St. John anısına inşa edilmiş bir anıt mezar ve açıkhava kilisesi olan St. Jean Kilisesi, İzmir Selçuk’ta bulunuyor. Zemin bazı bölgelerde oldukça taşlı, bu nedenle uygun bir ayakkabı seçmen gerektiğini burada da hatırlatalım. Çünkü detaylı bir keşif için en az 10 bin adımı göze alman gerekiyor. Ana binanın ucundaki Atrium adı verilen bölgeden Efes Antik Kenti ve Ege Denizi görülebiliyor. Ayrıca hediyelik eşya alışverişi için de bu alanda hoş seçenekler sunuluyor.
Keyifli bir tatilin ilk ve en önemli koşulu, bildiğin üzere konforlu bir konaklama deneyimi. Hadi, senin için en uygun otel seçeneklerini Odamax ayrıcalıklarıyla hemen keşfet!