Datça Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Yüz Ölçümü
476 km²
Nüfusu
22.400
Telefon Kodu
0252
En Sakin Sezon
Kasım-Nisan
En Yoğun Sezon
Haziran-Ağustos
Yüz Ölçümü
476 km²
Nüfusu
22.400
Telefon Kodu
0252
En Sakin Sezon
Kasım-Nisan
En Yoğun Sezon
Haziran-Ağustos
Badem
Bal
Keçiboynuzu
Sakızlı Muhallebi
Ütmek Kavurması
Damat Tatlısı
Mürdümlük
Dinlendirici bir tatil geçirmek istersen, tertemiz havası ve harika koylarıyla Datça seni bekliyor. Burada tatil yapınca, Can Yücel'in neden “Mekanım Datça Olsun” dediğini çok iyi anlayacaksın!
Datça Merkez: Datça’yı adım adım keşfetmek isteyenler alışveriş, restoran ve gezi yerlerinin bol olduğu Datça merkez otellerinde konaklayabilir. İlçenin tarihi dokusunu hissedebilmek için de merkezde kalmayı tercih edebilirsin. Datça merkez, Eski Datça ve Yeni Datça olarak iki bölgeden oluşuyor.
Eski Datça: Datça’nın tarihi atmosferini hissedip kültür turizmi yaparken aynı zamanda sakin ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler Eski Datça otellerini tercih edebilir. Tarihi taş evlerin arasında dolaşıp, otantik restoranlarda leziz tatlar deneyebileceğin, begonvillerle süslü sokaklarda Datça’nın temiz havasını soluyabileceğin harika bir tatil seni bekliyor.
Yeni Datça: Eğer deniz kıyısına ve plajlara yakın olmak istersen, Yeni Datça’nın denize açılan sokaklarına bayılacaksın. Restoranlar, barlar ve eğlence mekanlarının bol olduğu bu bölge, gece hayatını sevenler için ideal olabilir.
Mesudiye Köyü: Datça’nın en popüler bölgelerinden biri olan Mesudiye Köyü, merkeze yaklaşık 20 km mesafede yer alıyor. Koyları, plajı, doğası ve sokaklarıyla harika bir tatil geçireceğin yerler arasında bulunuyor. Mesudiye’den Reşadiye’ye, Knidos’a ya da Palamutbükü’ne kolay bir şekilde ulaşım sağlayabilirsin.
Reşadiye Köyü: Hem Datça’nın doğal güzellikleri ile iç içe hem de merkeze yakın olmak istersen Reşadiye Köyü tam senlik! Dağların eteklerine kurulu Reşadiye, Datça’nın merkezine araçla 10 dakika mesafede yer alıyor.
Emecik Mevkii: Datça’nın merkezine 6 km mesafede bulunan Emecik; Yassıada, Sarıliman Adası, Karaincir Adası ve Yolluca Adası manzarasıyla ziyaretçilerinin gözünü kamaştırıyor. Diğer önerilerimize göre daha az popüler bir yer burası. Dilersen Emecik’in en hareketli yeri olan Karaincir Plajı’nda ya da sakinlik arıyorsan Perili Köşk Koyu taraflarında konaklayabilirsin.
Palamutbükü: Datça’ya deniz-kum-güneş tatiline gidiyorsan konaklamak için tercih etmen gereken yer Datça’nın en geniş ve en popüler koyuna sahip olan Palamutbükü! Merkeze yaklaşık 20 km mesafedeki bölgede, bungalov, butik otel, pansiyon, apart ya da villa tipi konaklama alternatiflerinden birini seçebilirsin.
Hayıtbükü Plajı: Rüzgara karşı korunaklı bir alanda oluşu ve çabuk derinleşmeyen sığ deniziyle çocuklu aileler tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Kumlu plajında uzun uzun güneşlenebilir, leziz deniz ürünlerinin tadına bakmak istersen çevredeki restoranlara uğrayabilirsin.
Ovabükü Plajı: Zeytin ve narenciye bahçeleriyle kaplı olan Ovabükü Plajı, oldukça uzun bir sahil şeridine sahip. Hayıtbükü Plajı’na çok yakın konumda bulunan Ovabükü’nün kum ve çakıl karışık bir sahili var. Sahilin çevresinde restoranlar bulunuyor.
Kumluk Plajı: İsminden de anlaşıldığı üzere sahili yumuşak kumdan oluşan Kumluk Plajı, sığ denizi ile daha çok çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor. Şezlong, şemsiye ve soyunma kabini bulunuyor. Yaz sezonunda oldukça kalabalık bir plaj olduğunu ekleyelim. Akşam saatlerinde sahile masa ve sandalyeler konarak bir sahil restoran oluşturuluyor.
Hastanealtı Plajı: Datça Devlet Hastanesi’nin bitişiğinde yer alan plaj, dar ve taşlı bir sahile sahip. Kuzeyden esen rüzgarlar deniz suyunu soğuttuğundan yazın sıcak havalarda serinlemek isteyenler için ideal bir plaj. Sahilde şezlong ve şemsiye sayısı az olduğu için kumlara uzanarak güneşlenebilirsin.
Taşlık Plajı: Datça’nın merkezine 10 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan Taşlık Plajı, soğuk bir deniz suyuna sahip olup, çakıl ve kumdan oluşuyor. Bu plajı diğerlerinden ayıran ise Ilıca Göleti... Yer altındaki sıcak su ve kükürdün gölden denize doğru akması, pek çok insanın denize girmek için Taşlık Plajı’nı tercih etmesinin nedeni.
Palamutbükü: Berrak denizi, yemyeşil doğası ve yassı çakıllı sahil şeridi ile Palamutbükü, Datça’nın en uzun plajına sahip. Palamutbükü’ne ulaşmak için yaklaşık 40 dakika boyunca kıvrımlı yollardan geçmek gerekiyor. Plaj boyunca sıralanan restoranlarda öğle yemeğini yiyebilir, eşsiz doğasını daha yakından görmek için tekne turlarına katılabilirsin.
Kumluk Plajı’nda Akşam Yemeği: Datça’nın merkezinde bulunan Kumluk Plajı’nın arkasında dizilmiş restoranlardan birinde akşam yemeği yemeyi unutma. Gün içinde işletmelere ait olan şezlong ve şemsiyeler akşam saatlerinde yerini masa ve sandalyelere bırakıyor.
Tekne Turları: Datça limanından kalkan teknelerle eşsiz güzellikteki koyları gezebilirsin. Tur esnasında göreceğin koylar, ancak karada doğa yürüyüşü yaparken görebileceğin yerler olacak ve bol bol yüzme imkanı da bulabileceksin.
Mavi Bayraklı Plajlarda Yüzmek: Datça’nın merkezinde bulunan Kumluk, Taşlık ve Hastaneönü plajlarında denizin tadını çıkarabilirsin. Yüzmek karnını acıktırırsa bu plajların çevresinde pek çok turistik işletme olduğunu hatırlatalım.
Su Sporları: Denizi ve rüzgarı ile yelken sporlarına oldukça elverişli alanları bulunan Datça’da yelken ve rüzgar sörfü bulunan pek çok yer mevcut.
Dastar Bezi: Datça'nın yerel pazarlarını mutlaka gezmelisin. Burada yöre halkının el tezgahlarında dokuduğu dastar bezlerinden satın alabilirsin.
Bal-Badem: Datça tatilin sona ererken hem kendin hem de sevdiklerin için mutlaka bal ve badem almalısın. Dünyanın en iyi bademinin Datça bademi olduğu söylenir. Bu kadar ünlü olduğu için çarşıda, pazarda, markette hemen hemen her yerde Datça balı ve Datça bademi bulabilirsin. Ballı badem ve badem helvası da Datça’da tatman gereken lezzetlerden.
Otlar: Semt pazarlarından kuru otlar alabilirsin. Kekik, sumak, dağ nanesi, kapari, kantaron otu, karabiber, altın otu, pelin otu, adaçayı, narpız, yüzük çayı, keçiboynuzu gibi Datça’da yetişen doğal bitkilerden satın alabilirsin.
El Sanatı: Yerli halkın el emeği göz nuru ile ürettiği iğne oyaları, ipek dokumaları, takıları, süs eşyalarını, otantik tarzda yapılmış seramik ürünleri veya hediyelik eşyaları satın alabilirsin.
Knidos Antik Kenti: M.Ö. 4. yüzyılda kurulan ve antik çağın en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden olan Knidos, aynı zamanda demokrasinin ilk uygulandığı şehirlerden biri olarak da biliniyor. Merkeze 38 kilometre uzaklıktaki bu antik kente kendi aracınla ya da Palamutbükü minibüsleriyle ulaşabilirsin.
Apollon Tapınağı: Knidos yakınlarındaki Apollon Tapınağı, burada görmen gereken bir başka tarihi yapı. Emecik Arkaik Tapınak olarak da bilinen yapı, bölgedeki ilk ibadethanelerden biri. Buradaki kazılarda erken Bizans döneminden eserler de gün ışığına çıkarılmış durumda.
Deveboynu Feneri: Knidos'a ulaştığında Deveboynu Feneri'ni ziyaret etmeyi de unutma. Evet patika yolu özellikle sert rüzgarlar yüzünden biraz zorlu; ancak sonunda göreceğin muhteşem manzara her şeye değiyor.
Tarihi Eserleri ve Ören Yerleri: Knidos Antik Kenti’nin yanı sıra Afrodit heykeli, su sarnıçları, Eski Datça Kalesi, Sarı liman, Kumyer Kalesi, Yarıkdağ Kalesi ve tarihi su değirmenleri gibi kalıntıları da Datça’da görülecek yerler listene eklemelisin.
Ilıca Gölü: Antik Roma’dan bu yana soda içeren suyu ile şifalı olduğu iddia edilen Ilıca Gölü, deniz ile karanın kavuştuğu noktada bulunuyor. Özellikle yabancı turistlerin uğrak yeri olan göl, dağın yamacından dökülen su ile besleniyor ve bu noktada doğal bir şelale oluşturuyor.
Teke Suyu Mağarası: Mağara yeşilliklerle kaplı olduğundan ilk bakışta göremeyebilirsin. Sarkıt ve dikitler gibi doğal oluşumları ile göz alıcı bir güzelliğe sahip mağaranın içinde ilerledikçe su ile kaplı bir yere ulaşacaksın. Burası çok kaygan olduğundan dikkatli olmalısın.
Kent Park: Datça’nın merkezinde bulunan park, ilçeyi ziyaret eden herkesin mutlaka uğradığı bir yer. Taşlık Plajı’na giderken yol üstünde bulunan Kent Park’ta gün batımı manzarasını da izleyebilirsin. Okaliptüs ağaçları ve makilerle süslenen bu büyük park alanına mutlaka uğramalısın.
Madan Adası: Tertemiz ve berrak suyuyla Datça’nın batısında kalan Madan Adası’na Knidos Yolu’ndan yürüyerek ulaşım sağlayabilirsin. Burada işletme bulunmadığından tedarikli gitmeni tavsiye ederiz.
Muğla'ya bağlı olan Datça ilçesinin tarihi M.Ö. 2 bin yılına kadar uzanıyor. Tarih boyunca Karyalılardan Lidyalılara, Perslerden Romalılara, Bizanslılardan Osmanlılara kadar birçok medeniyeti ağırlayan Datça, tüm bu uygarlıklardan izler taşıyor.
Datça’da bilinen ilk yerleşim 4000 yıl öncesine dayanıyor. Zaman içerisinde Mikenler, Dorlar, Rodoslular, Büyük İskender, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar’ın hakimiyet alanına giren Datça, Osmanlılar tarafından Reşadiye olarak adlandırılmıştı. Datça’nın çevresinde Knidos, Sarı Liman ve Burgaz bölgesinde yapılan kazılarda halen tarihi kalıntılar ortaya çıkıyor. Bu eserler sayesinde Datça’nın tarihin en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yaptığını öğreniyoruz.
Konumu itibarıyla Knidos, denizcilerin uğradığı önemli bir liman görevi görmüştür. Bu nedenle fırtınalar sonucunda batan pek çok batık da burada yer almaktadır.
Muğla'nın şirin mi şirin ilçesi Datça'da her zevke ve her bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut. Ultra her şey dahil paketlerden oda kahvaltıya kadar her seçeneği sunan bu tesisler arasında pansiyonlar, apartlar, butik oteller ve resortlar seni bekliyor. Bebek ve çocuk dostu seçenekleri de Datça'ya gönül rahatlığıyla gitmeni sağlıyor.
Her geçen sene biraz daha popüler bir tatil rotası haline gelen Datça'da içine sinen ve tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir otelde yer bulabilmek istiyorsan erken rezervasyon yaptırmanda fayda var.